Myc'ikata

Karakterin;;
İsmi:Myc'ikata
Soyismi:Quaatra
Yaşı:22
Irkı:Necromencer

Karakter Özellikleri: Her an kafasında bir şeyler dönen, sürekli yeni şeyler üreten; cıvıl cıvıl renkli bir bakış açısına sahiptir. Yeri geldiğinde duygusal, yeri geldiğinde ise "duygusuz" birisidir... Kafasının içinde ne olduğunu asla kestiremezsiniz... Onu sinirlendirmek zor gibi görünsede yapılamayacak bir şey değildir. Sinirlendiğinde irisleri kırmızya döner tıpkı bir yaratık misali... Konuşmayı sevmez , sessizlik en yakın dostudur... Düşünceleriyle yaşar. Düşündüğü her şeyide yapacak kadar azimlidir. Bazen, durduk yere öylesine sinirlenir ki durduğu yerde irisleri kırmızıya döner ve etraftakiler ondan korkarlar... Renkli bir bakış açısı olsada kimse dıştan aynı şeyi söyleyemez... Çünkü görünüşü ile aklından geçenler asla bir değildir..!


Örnek Rol Oyunu: Myc - isminin kısaltılmış hali - olduğu yerde oturmuş, sürekli bir o yana bir bu yana bakıyordu. Amacı neydi bilinmez fakat eğlendği kesindi. Oturduğu yer bir göl kıyısıydı. Ortam onun en sevdiği şekildeydi... Her yer sessiz ve sakin. Birden bir kuş ötüşü duydu ve onu dinlemeye başladı. Sessizliği ne kadar sevsede, böyle doğal şeyler onu neşelendiriyordu. Zaten onun sevmediği de doğallığı bozan seslerin olmasıydı... Birden kendi kendine " Neden gitmiyorum buradan ?", dedi ve birden ayaklandı. Bir ıslık öttürdü ve o ritmi koruyarak yürümeye başladı. Barakasına yaklaşıyordu. Doğallığı sevdiği için barakasını gölün yakınlarında bir yere yapmıştı. Orada mutluydu, doğallık içerisinde yaşıyordu... Yemeğini avlanarak kazanıyor, meyvelerini kendisi topluyor ve hayatını yaşıyordu... Diğerleri gibi hernagi bir yerde çalışmasına gerek yoktu, onun yaptıkları "kendi kendilerine" yetiyordu... Kendi kendilerine çünkü onun bir köpeği vardı... Adı Rollery idi... Burası kesindir ki yaşamında en çok değer verdiği varlık da odur. Normal de olarak her zaman yanında götürmez onu gittiği her yere... Zaten onun tercihide evde kalıp mamasını yemektir. Ama Myc 'in yalnızlıktan sıkılıp Rollery ile birlikte dolaşmadığıda yoktu...

Rollery, kapıda bir ses duydu ve sessizce ayaklandı. Sessiz olmasının sebebi Myc 'in geldiğini anlamasıydı... Hemen gitti ve Myc 'in kucağına atladı. Bir iki kez Myc'in yanağını yaladıktan sonra Myc de onu yalarmış gibi yaparak yere bıraktı... Ona hemen, yeni avlamış olduğu ceylanın etinden koca bir parça kesip önüne koydu... Ve Rollery afiyetle eti yemeğe başladı. Bu sırada Myc de dışarı çıktı ve etini pişirmek için toprağa bir kaç odun attı ve bir kaç sihirli kelime söyledi... Bir anda yerde parıldayan bir renk topu belirdi ve aniden renk topu ateşe dönüştü... Ateşi bir anda yakmıştı, hemen ceylanı sürükleyerek ateşin yanına getirip, onu bir kaç taş ile destekleyerek ateşin tam üstüne koydu... Ateş büyü olduğundan et bir kaç dakika sürmeden pişti ve Myc eti büyük bir iştahla yemeye başladı... Bir gün daha sona eriyordu o yemeğini yerken... Gün batımına baktı ve derin bir iç çekti... Sonra da kendini yapraklardan yapma yatağının üstüne bıraktı. Rollery de ardıdan geldı ve kendi yapraktan yatağına kıvrıldı... Artık sadece gece göreceği rüyaları düşünüyordu Myc.