Karakterin;;
İsmi: Claire
Soyismi: Garcia (soyadını kullanmaz)
Yaşı: 22
Irkı: Nacromencer
Karakter Özellikleri: Zeki, mükemmeliyetçi, inatçı, sert, katı, oldukça güzel, ihaneti sevmez, dedikodulardan ve dedikoduculardan hiç hoşlanmaz, gizemli, sessizliği ve sessiz ortamları sever, oldukça sabırlıdır ancak bekleyişinin karşılığını mükemmel bir şekilde almak ister, acıma duygusu yoktur, karanlığı sever, insanlara acı çektirmek en sevdiği uğraşlarından sadece birisidir.
Örnek Rol Oyunu:
Hazırlanış
Saatin kaç olduğunu bilmeden büyük salona indi. Birkaç profesörün sohbet edip kahvaltılarını yaptıklarını gördü, öğrenciler de olsa olsa öğretmenlerin iki katından daha çok gibiydiler. Claire diğer arkadaşlarıyla beraber Slytherin masasına doğru ilerlerken masada oturan Bella'yı gördü. Kendisine affedilmez lanet uygulamaya çalışan bir cadıyla bu kadar içli dışlı olmamak gerektiğini düşündüğünden Matt'in yanına oturmak için sandalyeyi kendine doğru çekti. Soluk kahverengi çantasını yanına koydu ve çay fincanına doğru elini uzattı. Şeffaf renkli, içi gözüken çay fincanını sonuna kadar sıcacık çayla doldurduktan sonra tarçınlı kurabiyelere uzandı ve düz beyaz renkli tabağına iki-üç kurabiye koydu. Çantasından kitabını çıkardı, çay bardağının iki-üç santim gerisine koydu ve kaldığı sayfayı bulmak amacıyla fıstık yeşili rengi ayracını kitabın arasından çıkardığında okuduğu sayfaya geri döndü. Bir yandan kurabiyeleri yiyip, çayını içerken bir yandan da kitabını okuyordu. Şeffaf çay fincanını ağzına götürdüğünde hissettiği tek şey ise iğrenme olmuştu ve o anda çaya şeker atmadığını fark ederek açık turuncu şekerliğe doğru uzandı. İçinden bir şeker alıp çayına attı ve metal bir kaşıkla karıştırmaya başladı.
Yanı başında çıkan kavgadan habersiz kitabın sayfalarını büyük bir heyecanla çevirmeye devam ediyordu. Kitap öyle sürükleyiciydi ki Claire onu elinden bırakmak istemiyordu. Claire tam sayfayı çevirecekken sıradan bir gümbürtü koptu ve bu da Claire'in kitabının, ayracının ve kahvaltı masasının sonu demekti. Elindeki her şey yere savrulduğunda ise sinirinden ne yapacağını bilemez halde ayağa kalktı ve avucunu sımsıkı kapayıp yumruk yaptı. Herkes yeni bir kavga çıkmasını beklerken Claire sadece ayracını kitabın arasına koydu, kitabını ve çantasını eline alıp sonra görüşeceğiz anlamında bir işaret yaptıktan sonra büyük salonun kapısına doğru yürümeye başladı. Salondan ayrılmasının ardından az önce başlayan büyük kavganın seslerini hala belirgin bir şekilde duyabiliyordu. O salondan çıktıktan sonra salondan çıkanlar ve salona girenlerle selam verme gereği duymaksızın uzun koridorda yürümeye devam etti. Nihayetince koridordan ayrılışının ardından Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği'ne giden koridora saptı. Hala içi içini yiyordu. Koridorun uzunluğunun onun yürüyebileceği uzaklık ile karşılaştırılması ve ihtimalleri kafasında tartması bile onu sıkıntıya sokuyordu. Koridorun kalabalıklığı içini kararttığı gibi aklı hala büyük salondaki tartışmada kalmıştı, sinirini atamadığı için bir süre boş boş duvara bakınmakla yetindi. Düz ve çakıl taşlarıyla kaplı büyük duvara uzun uzun ve boş boş baktı. Ardından profesörün, Claire'in daha fazla gecikmesi durumundan kendisine kızacağını düşündüğünden sınıfın zaten açık kapısından içeri sakin ve yavaş adımlar attı ve kendi bayrağının bulunduğu, boş olan ilk sıraya oturdu. Büyük salondaki kavga sebebiyle herkesin ona baktığını anlayana kadar çantasından parşömen çıkarmaya çalışıyordu ancak ona bakıldığını çabuk kavradığından dolayı gerekli olan tüm malzemeleri çarçabuk çantasından çıkardı ve sıranın üzerine belirli bir düzenle yerleştirdi.
Dersin Başlayışı
İçerisi çiçek tütsüsü gibi kokuyordu sanki. Claire çiçek tütsülerine bayılırdı. O güzel kokuyu içine çekmeyi severdi. Claire sınıfın temizliği ve düzeni gibi dersin profesörünü de sevmişti. Gerçekten kendini bilen, oldukça akıllı, düzenli, temiz, asil bir Slytherinli hanfendiydi o. Tam da Claire'in olmak istediği bir kişilik, tam da ona benzeyen bir kişilik. Aynı zamanda disiplinli ve kuralcı bir kişilik. Claire yeni profesörün Slytherin binasından mezun olduğunu biliyordu, profesörü öğrencilik yıllarında okulda gördüğüne emindi. Bu da gösteriyordu ki profesör gençti ve bizleri simgeliyordu adeta. Profesörün yüzüne ilk baktığında bir insanın görebileceği ilk şey kan kırmızısı rujla hafifçe süslenmiş ince ve uyumlu dudaklar, omuzlarına indikçe kıvrılan ve açık bırakılmış kıvrım kıvrım saçlar, Hafif ve oldukça sade makyajlı bir yüz ve her şeyin yanında derin göğüs dekolteli bir kıyafet ve topuklu ayakkabılar. Oldukça genç, yenilikçi, sade ve güzel bir bayandı yeni profesör. Umarım dış görünüşü ve sınıfının temizliği kadar ders anlatışı da iyidir diye düşündü Claire.
Cübbesinden sınıf listesini çıkaran profesör sınıfı tek tek kontrol ettikten sonra gelmeyen birkaç kişinin yanına küçük notlar almıştı. Ardından kendini tanıttı ve tahtaya asasıyla oldukça hızlı bir şekilde ders kurallarını yazdı. Bazıları konuşmaya devam ederken Claire profesörün yaptıklarını tekrarlayıp asasıyla parşömene kuralları geçirdi ve profesörün bitirişiyle aynı anda bitirip katladı ve çantasına koydu. Profesörün söyleşiyle yeni bir parşömen tomarı çıkarıp bu sefer tüy kalemini mürekkebe batırdı ve kendini tanıtmak için yazmaya başladı.
'' Claire Inés Garcia - Slytherin - V. Sınıf ''
Claire hiçbir zaman ayrıntıya girmekten hoşlanmadığından sadece kısa ve öz bilgileri parşömenine yazdı. Profesör için çok anlamlı olmasa da kendisi için oldukça anlamlı ve yerinde olan bu kısa bilgiler hayatının anlamıydı, yazmayı ilk bitirenlerden olduğu için zaman öldürmek adına daha önce başka bir parşömene yazdığı bir yazıyı açtı ve tekrar, tekrar okudu ancak profesör parşömenleri istediğinde isteksizce elindeki parşömeni katladı ve profesörün masasına koyarken profesörün masasında bir dağcık oluştuğunu fark etti umarım biri okumadan profesör parşömenleri alırdı. Claire aklındaki her şeyi aklından çıkarıp çantasını aldıktan sonra kapıya yöneldi. Şimdiki ders neydi acaba?
Konu: Claire. 
Cuma Haz. 05, 2009 1:52 pm
