Néo Shaman
Mesaj Sayısı : 2 Kayıt tarihi : 06/06/09
| Konu: Néo C.tesi Haz. 06, 2009 8:32 am | |
| Karakterin;; İsmi:Néo Soyismi:Gomez Yaşı:24 Irkı:Shaman Karakter Özellikleri:Zekiliğini kötüleğe kullanmayıp iyiliğe çeviren Néo cesurluğuyla ünlenmiştiri. Cesur olduğu kadar hırçın olan Néo yaptığı işlerle gözünü hep yükseklerde tutmuştur. Néo çapkın kişiliğe sahip olup gönül eğlendirmeyi sevmektedir. Örnek Rol Oyunu:- Spoiler:
Güneşin ortadan kaybolması büyücülerin uğrak mekana gelmsine yol açmıştı. Flavio geniş koltuğundan Hogwarts'ın eşsiz görünümünü izliyordu. Üstünde beyaz bir kazak, krem renkli bir pantoloni, kazağın içinde beyaz bir gömlek vardı. Göz kapakları arada bir kapanıyor gibi olup esniyordu. Hogwarts'taki yıllarınıda düşünmüyor değildi. Hogwarts'ın o eşsiz güzelliklerini bir daha elde etmeli gibiydi. Hogwarts'a ilk gelişi, bina seçimleri, ilk quidditch maçı, ilk şampiyonluk herşey heyacan vericiydi. Geçmişine gittiğinde bir daha çıkamıyordu. Düşüncesi ve aklı birgün Hogwarts'ta olmaktı. Tekrar Hogwarts'tı. İlk büyü öğrenmesi yıllar almıştı. Arkadaşları ona hep gülmüş sanki onu yoktan saymışlardı. Ama büyü öğrenmesiyle büyü öğrenme taktiğini kavranmıştı. İlerleyen yıllarda parlak bir çocuk olup derslerinde oldukça ilerlemişti. Profesörlüğe giriş sınavlarında düşük not aldığında bütün dünyası yıkılmıştı. O eski günleri özlüyor değildi. Ama emindiki bir daha Hogwarts'a dönecekti. Bu dükkanı alması tamamıyla Hogwarts manzarası içindi. Yoksa buradaki pisliklerin, fahişelerin yüzünü görecek değildi. O hep en iyisini, hep en güzelini seçmişti. Okulun, sevgilinin, asanın herşeyin en iyisini seçerdi.Düşte gibiydi. İçeride olanları hiç takmıyordu. Birkaç kişi kavga ediyor asalar çekiliyor ama Flavio habersiz hiçbir şey yapmıyordu. Artık bir rüyaya dalmıştı. Kalkılmayacak ucu bucağı olmayacak bir rüyaydı. Hanın beyaz ışıkları göz kapaklarını delip siyah gözleriyle buluşuyordu. Flavio hiç aldırmaksız cansız gibi düşünüyordu. Artık bir sonun başlangıcı olmalıydı. Kendine bir taraf belirlemeli ya Hogwarts'a normal yolla ya da zorla girmeliydi. Tek istediği etkin olmaktı. Büyücü dünyada tanınmaktı. Onu tanıttıracak bir yüz bulmalıydı. Artık zekasını bir tutup en mantıklısını seçmeliydi. Yoksa hiç bulaşmamalıydı ? Herkesi yalnız bırakıp kendi halinde bir köşeyemi çekilmeliydi. Hayır olamazdı. Hogwarts'ı kötü ellere veremezdi. Eğer öyle birşey olursa o tekrardan yok olurdu. Hogwarts'ın bitmesi onun bitmesi demekti. Hayatın önemi kalmamıştı. O arada gürültü artmıştı. Han birkaç kişi arbede çıkarmıştı. Flavio buna artık bir son vermeliydi. Karanlıkta silueti masasından belli olmuyordu. Diğerleri onu görmüyordu. Direk masasına doğru o büyük ellerini attı. Çekmeceleri kurcalayıp en sonunda asasını bulmuştu. Asasını büyük elleriyle kavrarken göz kapakları gidip gelmişti. Ortada ufak bir vızıltı vardı. Asasını boyun kemiğine doğru yavaşça getirdi. Asayı ses borusuna yavaşca dayayıp gürledi.
" Beyler hiç yakışmıyor. Ya uslu olun yerinize oturun ya da hepinizi öldüreyim. Ne dersiniz ? "
Flavio'nun gür sesi bütün handa yankılanmıştı. Adamlar sesin nereden geldiğini anlamak için etraflarına bakınıyorlardı. Flavio kendinden emin bir şekilde elindeki asayı hafifçe boğazından çekti. Kısa bir öksürükten sonra asayı tekrar aldığı yere koymuştu. Kısa süren gürültü bitmişti. Herkes yerine oturmuş eski halini almıştı. Tekrar eski haline dönenlerden biri göz kirpiklerinin ellerine dokunmasıyla beraber Flavio idi. Flavio yine hayallere dalmış gözlerini yavaş yavaş götürmüştü. Arada sırada elleri buluşuyor. İki yana oynuyordu. Flavio yine dalmış bir şekilde Hogwarts'ın manzarasını izliyordu. Bir süre daha düşündükten sonra artık bedenine kavuşmuştu. Ruhen tekrar dönmüştü. Uçuklamış kırmızı dudakları susamıştı. Yavaşca oturduğu koltuğu döndürerek tam arkasına dönmüştü. Küçük bir dolap bulunmaktaydı. Dolabın kolunu yavaşca tutup ' tık ' sesiyle açılmasından sonra içerideki içecekler belirmişti. Bütün hepsini içebilirdi. Büyük ve geniş ellerini yavaşca dolaba daldırıp bir şişe viski almıştı. Viski şişesini yavaşca masaya koyduktan sonra dolabı aynı şekilde kapamıştı. Tekrar geriye doğru dönüp en üstteki çekmeceden ufak bir viski bardağı çıkarmıştı. Bardağı viski şişesinin yanına koyarak şişeyi eline almıştı. Şişenin soğukluğu sıcak elini biranda soğutmuştu. Hafifçe diğer eliyle şişenin siyah kapağını kıvırıp açtı. Sarımsı içeceği yavaşca bardağına doğru döküyordu. Akan sıvı gözlerini kamaştırıyor. Kirpikleri yerinden oynuyordu. Bardağın tamamıyla dolmasıyla şişenin ağzı kapanmıştı. Şişeyi elleriyle masanın diğer ucuna doğru yitmişti. Bardağı geniş ellerine alıp yavaşca kırmızıdan renk değiştirmiş, uçuklamış dudaklarına götürmüştü. Ağzına doğru bir yudum alarak yutkunmuştu ki. O anda çıkan ağır bir kapı sesi yerinden oynatıp bardağı yere düşürmesine neden olmuştu. Bardaktan çıkan sesle bardağın buz gibi etrafa dağılması bir olmuştu. Bu gürültünün kaynağı her neyse ondan çekeceği vardı.
| |
|
Marcus Vampir
Mesaj Sayısı : 29 Kayıt tarihi : 04/06/09 Mücadele Tarafı : Vampirler. En Belirgin Özellikleri : Korkusuz, zeki.
| Konu: Geri: Néo C.tesi Haz. 06, 2009 8:45 am | |
| | |
|