Ceiron

Karakterin;;
İsmi: Ceiron
Soyismi: Rheial
Yaşı: 24
Irkı: Vampir
Karakter Özellikleri: Son derece soğuk kanlıdır.Gerekmediği yerde konuşmaz,işin ucunda çıkarı yoksa o işe baş koymaz.Kincidir.Kendisine yapılan saygısızlıklara karşı ileride mutlaka karşılık verir.Aptal insanlarla iş yapmaz.Kibirlidir.Kendinden güçsüzleri daima ezmesini bilir.Bir kişi önünde rezil olmuşsa bir daha o kişiyle irtibat kurmaz,rezil olmasına sebep veren kişiyle ayrı ilgilenir.Giyimine ve görünüşüne dikkat eder.Daima beğenilmek ister.İnsanlara zor güvenir.Güvendiği insanlara dahi özel bir durum yoksa sırlarını açıklamaz.Karşısındakine karşı ilk izleniminin her zaman iyi olması için çabalar.Canlılara -rezil olma durumu dışında- asla darılmaz.Çünkü bilir ki o kişi ileride mutlaka bir işine yarayacaktır..
Örnek Rol Oyunu:

Yine mutfaktaki o yanık kokusu...Dhamon her zamanki gibi yemeği tavada yakmıştı.

Dhamon kahvaltısını henüz yapmıştı.Evinin salonundaki radyodan gelen muggle haberlerini yarı-ilgili bir şekilde dinlerken bir yandan da kıyafetlerini giyiyordu.Odasına doğru usul adımlarla yürümeye başladı.Kapıya vardığında kapının kulbunu tuttu ve yavaşça aşağı indirdikten sonra kendiyle baskı yaparak kapıyı iterek içeri girdi.Etrafına şöyle bir baktı.Oda son derece düzenliydi.Duvarlar eski beyaz boyayla kaplanmıştı ve yerde eski bir halı duruyordu.Odanın köşesinde bir gardrop,hemen onun solundada bir komidin vardı.Komidinin üstünde asası duruyordu ayrıca komidinin karşısında iki kişilik yatağı duruyordu.Ev anne ve babasından kalmaydı.Odada ilginç bir koku hakimdi -erimiş eski peynir gibi-.Hafif bir melodiyle şarkı söyleyerek komidine doğru yürüdü.Komidinin çekmecesini açtı ve sağ elini içeri daldırdıktan sonra keseyi kavrayıp kendine doğru çekti.Ayağa kalktı ve diziyle çekmeceyi iterek kapattı.Arkasına döndü ve son kez etrafına baktı.Dışarıya yöneldi ama tam kapıdan dışarı adımını atıcakti ki arkasına tekrar döndü ve komidinin üstündeki asasını gördü.Komidine doğru yürüdü ve asayı sol eliyle kavradıktan sonra cüppesinin iç cebine soktu.Sağ elindeki keseyi iyice kavradı,o sırada kapının dışına doğru yürüyordu.
Salona doğru yürüdü ve içeri girdi.İçerisi sıradan boyutlardaydı.Duvarlar odadan farklı bir şekilde tertemiz beyazdı ve salonun sağ tarafında bir konsol vardı ayrıca konsolun hemen kenarında bir sehpa.Perdeler gri renkteydi ve açıktı.Salonda iki tek,bir üç kişilik koltuk vardı.Bu tekli koltukların birisinin üstünde eski radyo duruyordu.Radyodan cızırtılı sesler geliyordu.Salonun bir diğer duvarının hemen ortasında boyası akmış eski bir şömine duruyordu.Şöminenin yanına ayaklarını yere sürte sürte yürüdü.Evin penceresine birisinin onu gözetleyip gözetlemediğini görmek için baktı ve emin olduğunda şömineye yaklaştı.Eğildi ve şömineye istemeye istemeye girdi.Şöminenin dibinde toz parçaları vardı -muhtemelen birçoğu uçuç tozu,diğerleri de pislikti-.
"Burayı bir ara temizleyeyim"
Elindeki kesenin ipini çözmesiyle kesenin kenarları dört yana açıldı.Elini açık bir şekilde toza daldırdı ve yavaşça kapatarak eline bir miktar toz aldı.Ardından zihniyle gideceği yeri -yani Sihir Bakanlığı Hol'ünü- düşünmeye odaklandı.Gözlerini kapadıktan sonra elindeki tozu eliyle havaya fırlattı.Tozlar şöminenin içinde yere düşene kadar bir ışık parıldadı ve ardından Dhamon yok oluverdi.Gözlerini açtı ve ileri bir adım attı.Holdeydi.Etrafında birçok insan vardı.İnsanların konuşma ve yürürken çıkarttıkları ayak sesleri rahatsız edici boyuttaydı.Hızla doğruldu ve üstünü silkeledi.Ayakkabılarına doğru dikkatle baktıktan sonra kesenin bulunduğu avucundaki ipi sol eliyle tuttu ve kesenin ağzını kapattıktan sonra bağladı.Keseyi cüppesinin cebine bıraktı.Etrafına bakındıktan sonra bürosuna doğru yola koyuldu.Holden geçerken birçok tanıdığı ya da tanımadığı insan görüyordu.Tanıdıkları arasında sevdiklerine başını sallayarak selam verdikten sonra nihayet bürosunun kapısına varmıştı.Elini kapının kulbuna götürdü ve çevirdikten sonra içeriye girdi.Kapıyı eliyle vücudunun arkasından kapattı.İçeride bir masa,ardında bir koltuk ve önünde iki koltuk ve o iki koltuğun arasındaki masa vardı.Masanın arkasındaki koltuğun arkasında kitaplık duruyordu - hemen masanın karşısındaki duvarda açık bir biçimde pencere vardı.Masanın diğer tarafındaki duvarın arka köşesinde süpürgesi duruyordu.Kitaplıkta birçok ayrı renkte üstünde çeşitli yazılar bulunan klasörler vardı.Büyük olan masanın üstünde birkaç tane farklı boyutlarda çerçeve vardı.Çerçevenin yanısıra birkaç dosya ve kalemlik ve içindeki tüy kalemler de vardı.Dhamon yavaşça masanın arkasına doğru yürüdü.Koltuğun önüne geçti,dosyaları eline alarak masanın üstüne vurdu ve düzenledi.Dosyaları yatay bir biçimde masanın üstüne koydu.Birkaç dosyayı kenara doğru çektikten sonra önündeki iki dosyayı açtı.Dosyaya hızlıca göz gezdirirken o sırada sayfaları değiştiriyordu.Sırayla dosyaları inceledikten sonra hepsini üst üste koydu ve arkasına dönerek kitaplıktan bir klasörü kendine çekti.Dosyaları kavradı,klasörün içine yerleştirdi.Klasörü kaldırdı ve kitaplığa koyduktan sonra önüne döndü.Tam oturacaktı ki pencerenin önünde kendine doğru gelmekte olan siyah iri baykuşu gördü.Gözlerini hızlıca birkaç kez kırptı ve baykuş yavaşlayıp pencereye konmasını izledi.Dhamon pencereye doğru yarı-koşar bir biçimde hareket etti.Elini baykuşun ağzının altına götürdü ve avucunu açıp beklemeye başladı.Baykuş mektubu ağzından bırakıp bacaklarıyla arkasına dönerken o sırada mektup Dhamon'un eline düştü.Dhamon avucunu kapattı ve elini yavaşça geriye çekti.İri kuş o sırada kendini havaya bıraktı ve uçarak uzaklaştı.Dhamon zarfı şöyle bir inceledikten sonra onu aceleci bir şekilde açtı.İçinde kenarları sararmış bir kağıt vardı.Kağıdı tuttu ve hızla yukarı çekti.Kağıdı yukarı çekerken bir yandan da zarfı aşağıya çekiyordu.Zarfı cüppesinin cebine sıkıştırdıktan sonra iki eliyle kağıdı tuttu.Kağıdın katlarını açtı ve okumaya başladı.Kağıtta Çatlakkazan'a birkaç ölümyiyenin saldırdığı,etrafı bertafat ettikleri yazıyordu.
Dhamon cisimlenme pozisyonu aldıktan sonra aklında Çatlakkazan belirdi.Cisimlenme evresi tamamlandığında kendini Çatlakkazan'ın önünde buldu.Yağmur yağıyordu.Binanın tepesinde karanlık işaret vardı.Birkaç yerde alevler vardı.Çatlakkazanın camları inmişti.İçerideki sandalyelerin bir kısmı devrilmiş,bir kısmı ise kırılmıştı.Masalar ters dönmüştü,merdivenler kırılmıştı.Yerde kırılmış bardaklar,çeşitli sıvılar,ezilmiş kazanpastaları ve daha birsürü şey vardı.Görünürde sadece yerleri temizlemeye çalışan garson ve masaları düzenleyen barmen vardı.Büyük ihtimalle kısa bir saldırı olmuştu ve kara büyücüler hemen kaçmıştı.
"Şap!" diye bir ses duyuldu.
"O da nesi ?" diye içinden söylendi.
Çabucak arkasını döndüğünde karşısındaki karanlıkta hayal meyal görünen insan silüetini gördü.Büyücü silüeti ileriye doğru bir adım attığında yüzünde maske olduğu anlaşılıyordu ve başında da uzun bir kukuleta vardı.Seherbaz hemen cüppesinin iç cebindeki asayı hızla çekti ve adama doğrulttu.
"Ah harika..sıkıldım artık." dedi sakin ve sessizce seherbaz.Ardından;
"Expeliarmus!" diye büyük bir ses tonunda bağırdı.
Karanlık büyücü asasını henüz çekmişti fakat hızlıydı.Hemen kenara atıldı.Dhamon asayı adama tekrar doğrulttu ve
"Sersemlet!"
diye bağırdı.Adam asasıyla büyüyü savurduktan sonra asayı Dhamon'a doğrulttuğunda adamın ağzından harfler dökülüyordu.
"Bumbardie !"
Büyü Dhamon'un kulağının hemen birkaç santim ötesinden hızla geçti.Büyünün ıskaladığını gören kukuletalı karanlık büyücü arkasına döndü ve yağmurda hızla koşmaya başladı.Dhamon asasını ileri doğrultarak adamın peşinden koşmaya başladı-koşarken bir yandan küfredip bir yandan da büyü yollayıp duruyordu.Büyülerin hepsi adamı birkaç santimle ıskalıyordu.Bir tanesi adamın önündeki çitlere geldi ve çitlerin kırılmasını sağladı.Bu adamın kaçmasını dahada kolaylaştırdı.Adam çitlerin kırıldığını görünce bir an duraksadı ve yüzünü kapattıktan sonra ellerini indirdi.Arkasına bir kez baktıktan sonra koşmaya devam etti.Dhamon duraksadı ve asayı adama nişan aldıktan sonra çabucak
"Aquamenti!"
dedi ve demesiyle asanın ucundan büyük bir hızla su kütlesi adamın üzerine fışkırıverdi.Adam arkasına bir an bakacakken yere yüzüstü kapaklandı.Dhamon hızla adamın yanına koştu,asayı ona doğrulttuktan sonra
"Sersemlet"
dedi sakin bir sesle.Derin bir nefes alıp verdi ve ardından adamı tek eliyle doğrulttu.Kara büyücünün kukuletasını çıkarttı ve altındaki yüze gözleri kısık bir şekilde baktı.Bu adam geçen hafta ona Diagon Yolu'nda sihirli birkaç eşya satan adamdı.Adamı kendine yaklaştırdı ve cisimlenme pozisyonu aldı.Zihnini gideceği yere odaklandı ve birkaç saniye sonra ikisinin yerinde sadece yerdeki su birikintisi vardı.
Cisimlenme evresi tamamlandığında Sihir Bakanlığının birkaç metre önündeydiler.Adam Dhamon'un kucağındaydı ve büyü sayesinde sırılsıklam olmuştu.Dhamon Sihir Bakanlığı girişine doğru ilerledi ve orada duran birkaç büyücüye bu adamın bir ölüm yiyen olduğunu,Çatlak Kazan'a yapılan saldırıda yakalandığına dair birşeyler söyledi.Adamlardan birisi içeri girdi ve diğeri Dhamon'un yanındaki sırılsıklam haldeki kara büyücünün kolundan tuttu ve kendine çekti.Dhamon elindeki asasını cüppesinin iç cebine soktuktan sonra içeriye doğru yürüdü.Holü hızlı adımlarla geçerek tekrar bürosuna vardı.Kapının kulbunu yavaşça çevirdi ve vücuduyla kapıyı ittikten sonra içeri girdi.Arkasını dönüp kapıyı yavaşça kapadı.Masasına yöneldi ve koltuğa yavaşça oturdu.Kenardan bir dosya alıp dosyayı hızla açtıktan sonra sayfalarını değiştirdi.Elini cüppesinin iç cebine götürdü ve asasını aldı.Asayı tüy kaleme doğrulttu ve
"Apulosayoni"
dedi yavaşça.
Tüy kalem hareketlenip önünde bulunan açık dosyaya doğru hareket etti.Dhamon birşeyler söyledikten sonra tekrar
"Apulosayoni"
dedi ve tüy kalem dosyanın üzerine düştü.Eliyle tüy kalemi kavradı ve masanın köşesindeki eski kalemliğe koydu.
Gözlerini kapayıp arkasına yaslandı.
"Sıradan bir gün daha geçti.."
diye mırıldanıp bugün olanları düşünmeye başladı.

Onaylandı.