Universum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Universum

Rol oyunu yeniden yazılıyor.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Christian

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Christian
Shaman
Shaman



Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 08/06/09

Christian Empty
MesajKonu: Christian   Christian Icon_minitimePtsi Haz. 08, 2009 6:35 pm

Karakterin;;
İsmi: Christian
Soyismi: Guite
Yaşı: 25
Irkı: Shaman
Karakter Özellikleri: (karakter ağzından yazıyorum sakıncası yoktur herhalde)

Bunun bu kadar zor olabileceğini hiç tahmin etmemiştim! Meğer geçmişinden bahsetmek ne kadar zormuş, özellikle benim gibi birisi için...

Bundan yirmi beş yıl önce Nashville' de orta halli bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya geldim. Gece yarısıymış doğduğumda, belki de bu lanetli olduğumun işaretiydi bilemiyorum. Hep lanetli olduğuma inandım, daha doğarken zavallı annemin ölümüne neden olmuştum, bu lanet değil de ne? Zavallı kadın, beni hiç görememiş. Doğumumdan sonra komaya girip bir daha çıkamamış, hayatımın en büyük ve en acı verici kaybı buydu sanırım. Hiç anımsamasam bile...

Cılız, hastalıklı bir yaratıkmışım doğduğumda. Fotoğraflarımdan belli, dönüp yüzüne bile bakmak istemeyeceğiniz kadar çirkin bir bebekmişim, üstüne üstlük pek sevimli olduğumu da söyleyemem. Sevgili büyükannemin dediğine göre sürekli ağlayan, mızmız bir çocukmuşum. Öyle ki eşini kaybetmenin acısıyla yüreği dağlanan zavallı babam benim acıklı çığlıklarıma dayanamamış ve paketleyip büyükannemlere yollamış...

Bundan sonraki dört beş yıla ait pek anım yok, tek anımsadığım mutlu bir çocukluk geçirdiğim. O yıllara ait flu anılar var zihnimde parça parça. Gerçi mutluluğum pek uzun sürmedi, lanetli olduğumu söylemiştim. Yanlış anlaşılmasın, benim lanetim kendime...

Annesizliğin ve babasızlığın verdiği -babam beni görmeyi sık sık unutuyordu- sıkıntı korkunçtur ve ezikliği de inanılmaz boyutlardadır. Hele ki küçük bir çocuk için... Yıllarca büyükanneme anne ve babamı, bebekliğimi anlattırdım, yılmadan usanmadan... Tanrı' ya şükür o da hiç yılmadı aynı öyküleri anlatmaktan. Yoksa hiç kapanmayacak bir yara daha açılırdı ruhumda...

Büyükannem ve büyükbabam beni seviyordu, bunu hissedebiliyordum. Fakat bunun yanında endişelerini de seziyordum. Çocukların hisleri, sezgi güçleri kuvvetlidir. Benim sezgilerim normal bir çocuktan biraz daha fazla kuvvetliydi. Gerçi bu endişeleri yalnızca sezgi yoluyla keşfetmemiştim. Onların benim hakkımda fısıldadıklarını duyuyordum. Benim bir çeşit deli olduğumu düşünüyorlardı, fazlasıyla 'tuhaf''mışım... O yıllarda akıl erdiremiyordum bu duruma, fakat şimdi anlıyorum... Tuhaf hayaller gören ve alfabenin renkli harflerden oluştuğunu iddia eden bir çocuk ne kadar normal olabilirdi?

Çözüm yıllarca hastanelerde arandı. Korkunç bir acıydı... Acı verici ve berbat, genizi yakan ilaçlar... Bunlar işe yaramayınca olay daha da büyüdü. İşte bu noktada gerçekten inanılmaz işkenceler gördü çocuk bedenim... Soğuk, beyaz taşlarla kaplanmış, loş koridorlardan geçirip karanlık odalara götürdüler beni. Tuhaf sesler çıkaran aletlere bağladılar ve sonunda bir sonuca ulaşamadılar. Keşke ulaşsalardı, belki o zaman böyle acılar yaşamazdım... Sonuç çıkmayınca küçük bedenimi karanlık hücrelere hapsettiler, işe yaramayınca alternatif yöntemler denediler. Elektriği bile... Tanrım! Tarifi imkansız bir acı, şimdi düşünürken bile o acıyı her hücremde duyuyorum, her bir sinirim acıyla dağlanıyor. Tanrı düşmanıma vermesin diyeceğim ama....

Bu deneyler iyileştirmek bir yana 'gerçekten' hasta ettiler beni. Birkaç renkli harf yüzünden yaşadıklarım kişilik bozukluklarına neden oldu ve birden bire olgunlaştırıverdi beni. Çocukluk heyecanlarım ölmüştü o korkunç yerden çıkarıldığımda. O anılar yüzünden hala hastaneleri sevmem...

Yıllarca gördüğüm bu işkenceler yalnızca çocukluğuma ve ruh sağlığıma mal olmadı tabi... Çocuk aklım sırf doğruyu söylediğim için cezalandırıldığımı düşünmeme neden oldu ve bu yüzden konuşmamaya başladım. Buna içine kapanııklık diyebilirsiniz, ama değil. Kendimden uzak olan her konu hakkında konuşabilirim ama sıra bana geldiğinde işler değişir...

Elektrik olayı Guite' lar ve annemin ailesi arasında korkunç bir kavgaya sebep oldu. Zaten benim onlarla görüşmemi onaylamayan büyükannem ve büyükbabam bunu duyunca çılgına döndü ve babamın ailesinden uzaklaştırıldım ve görüşmem tamamen yasaklandı. Zaten gönderseler de gitmezdim ya...

Bu olayın tek faydası annemin ailesinin varlığımı fark etmesi olmuştu. İnanılmaz bir ilgi ve şefkatle yaklaştılar yanıma, yılların acısını çıkarmak ister gibiydiler ama çok geçti... Ruhen ve bedenen haddinden fazla zedelenmiştim... Hoş çok geçmeden bu şefkatin sadece kan bağından kaynaklanmadığını öğrendim. Ben annemin kanından gelen bir büyüyü taşıyordum ve eğitilmem gerekiyordu...

Bu olaylarla başlayan yıkım ben büyüdükçe artarak devam etti ve ergenliğe geldiğimde insanlara olan güvenimi tamamen kaybettim. Tek ailem olan Guite' lardan uzaklaştırılmıştım ve ardından tanımadığım ellere teslim edilmiştim. Sık sık evden uzaklaşır oldum. Bu ergenlik bunalımlarından kaynaklanan bir ayrılık değildi, sevgiyi dışarıda aramıyordum, aksine sevgiden kaçıyordum...

Okula başladığımda öğrendiğim ilk şey arkadaş kavramının bana göre olmadığıydı. Arkadaşlık demek kendinden bazı parçalar aktarmak demekti ve ben bunu anladığım anda çevremdeki tüm arkadaşlarımdan uzaklaştım. O zamanlar çok tazeydi yaralarım, şimdi onları kapatmayı başardım, kendi yöntemlerimle...

Ergenliğimin en alevli çağlarında, on yedi yaşındayken, kişiliğimdeki aksaklığın farkında vardım. İlginç bir duyguydu... Burada anlatamayacağım kadar özel ve kelimelere dökülemeyecek kadar güzel anlardı. Ama şunu söyleyebilirim ki zarar vermeyi seviyordum, fazlasıyla hem de.

Sakın sevmediğim anlamını çıkarmayın bu cümlelerden. Tabi ki ben de seviyorum. Çocukken sahip olduğum o 'içe kapanıklık' durumu ergenlikle beraber yok oldu, şimdi çevremde iyi arkadaşlarım var ve en önemlisi onlarla güzel vakit geçirebiliyorum. Hem yalnızca sahip olduğum kadınlara karşı bu kadar acımasız oluyorum, o da yalnızca geceleri. Karanlık acımasızlığımı tetikliyor. Bir vampir veya kurt adam gibi... Gündüzleriyse gayet ince ruhlu ve iyi birisi olduğuma iddiaya girebilirim, isterseniz çevremdeki kadınlara sorun. Yalnızca sevgililerime hediye almam ben, ama ne yalan söyleyeyim pek melek de sayılmam... Gecenin karanlığı kontrolsüz bir öfkeyi ve yer yer kaba bir ruhu miras bırakıyor günün aydınlığına. Yapabileceğim bir şey yok, bunun hesabını ancak diğer hayatımda büyükanne ve büyükbabalarıma sorabilirim....

Okuldan mezun olunca, yeterince hazır olduğumu hissettiğimde yeniden bir doktora gittim. En azından savunmasız değildim artık, Tanrı' ya şükür bu defa ne olduğunu öğrendim, hem de tek bir kılım incinmeden.... Bunca acının sebebi Tanrı' nın bana bahşettiği sihirden daha büyüleyici bir yetenekmiş... Tanrı renkli bir dünya armağan etmenin karşılığında ruhumun parçalarını almış benden, bence uygun bir bedel... Bu sahip olduğum yetenekten bile daha özel, dünyamızdaki onlarca güçten bile üstünüm ben! Bunu söylemek hiç doyurulmamış egomu tatmin ediyor... Bir gün sorsalar bana yeteneğin mi sinestezi mi diye... Sanırım sinesteziyi seçerim...

Örnek Rol Oyunu:Gönderildi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evadne
Shaman, Tanrıça
Shaman, Tanrıça
Evadne


Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 03/06/09

Christian Empty
MesajKonu: Geri: Christian   Christian Icon_minitimeÇarş. Haz. 10, 2009 5:04 pm

Onaylandı. Gecikme için özür dilerim. ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Christian
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Universum :: Yeni Bir Dünya :: Rp'ye Giriş :: Karakter Yaratma, Alımlar-
Buraya geçin: