Universum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Universum

Rol oyunu yeniden yazılıyor.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Savaştan önce küçük bir mola...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Ophthalmia
Vampir
Vampir
Ophthalmia


Mesaj Sayısı : 5
Kayıt tarihi : 05/06/09

Savaştan önce küçük bir mola... Empty
MesajKonu: Savaştan önce küçük bir mola...   Savaştan önce küçük bir mola... Icon_minitimePtsi Haz. 08, 2009 7:36 pm

Boş sessizliğin ötesinde korkunun verdiği tedirginlikle titreyen orman sakinleşmeyi başaramamakla birlikte gecenin karanlığında daha bir aciz görünüyordu. Lakabının getirisi olan saflık geçen yüzyıl kana bulanarak onu terk etmişti, yine de gölgelere saklanan orman ve orman yaratıklarından dinçti hala. Huzursuz bir rüzgârın etekleriyle birlikte saçlarının da dalgalanmasına izin vererek kendine özgü kokunun bulunduğu bölgeye yayılmasına izin verdi. Vampir konseyinde alınan en önemli karar avlanma bölgelerine sınır getirilmesi olmuştu, hem de aynı yerde iki yabancı vampirin avlanmamasını sağlayacak kadar kesin ifadelerle. Etrafta kol gezen ırklara karşı kendi savunma yöntemini oluşturmuştu orman. Görkemli ve yaşlı ağaçlar öne eğilmiş ve ışığı engellemiş, daha genç ve yaş olanlarsa kökleriyle toprağı yer yer keserek yıllar önceden sahiplendikleri hayvanlara rahat olmasa da güvenli barınaklar yapmışlardı. Yaprakların fısıldaştıkları aşikârdı, Opal onların dilini bilmese de patlak verecek savaşın ilkinden de yıkıcı olup etrafa zarar verdiklerini tahmin ettiklerini biliyor, yakın çevrelerle haberleştiklerini duyabiliyordu. Gözlerini kısarak çevreyi taradıktan sonra kimsenin gelmediğini görerek derin bir nefes aldı. Henüz uyanmamış ağaçlardan birine tutunarak tırmandığında sadece gösterişten ibaret olan şatonun dışında da uyuyabileceğini anlamıştı. Kalın dallar pek rahat sayılmazdı fakat yine de kendine sahip olmak isteyen diğer vampirlerden uzaktayken mutluluğun küçük bir parçasıyla yetinebilirdi. Özgür kaldıktan sonra kaderi kötü yönde onu zedelemeye devam etmişti. Hem de her dakikanın ardından daha çok acı vererek…

Gözleri aniden bastıran ağır uykuya yenik düşerek yavaş yavaş kapanırken bilinçaltına saklanmış anılar da su yüzüne çıkmakta ısrar etmeye başlamışlardı. Biliyordu ki uyku bedenini sarar sarmaz en kötü hatıraları zihnini ele geçirerek rahat bırakmayacaklardı onu. Buna rağmen ilgilenmemeye çalıştı gördükleriyle. Aslında bir bütün halinde değildi zihninde beliren resimler. Parça parça ancak keskin ve çoğu kez yakacak kadar sıcaktılar. İki saat, belki biraz daha uzun bir süre dinlenmeyi başaracak kadar debelenmişti onların arasında. Sonra, dayanamayacağını anladığında uykunun kaçıp gitmesini bekleyerek gözlerini araladı hafifçe. Karşısına çıkmasını beklediği manzaranın değiştiğini fark ettiğinde irkilerek dalın üzerinde geriledi ve pelerinine sıkıca sarılarak zarif bir hareketle aşağı atladı. İsteyerek yapmıyordu bunu, dişiliğinin verdiği bir hediyeydi etkileyicilik. Aswanglar her ne kadar çekici olurlarsa olsunlar Opal kadar ilginç ve farklı olamazlardı. Çocuksu hatları kusursuz denilecek kadar düzgündü, istediği zaman tanrıçamsı cazibesini kadınlaştırarak kullanabiliyordu. Ancak bu kez tamamen istek dışı kullanmıştı sahip olduğu yetenekleri. Düşmanını ya da yanında bulunmasını beklemediği yabancıyı gözüyle tarttıktan sonra dişlerini dışarı çıkaracak kadar gülümsedi ve dudağını ısırarak uygun fakat bir o kadar da komik bir cümle aradı. Büyük kötülüğün çekiciliği vardı üzerinde, ateşi çağrıştıran kırmızı gözleriyle şeytana benzetmişti onu genç kız. Dudaklarından dökülen kelimeler de bu düşüncesini belli eder türden, anlamlıydı. ‘Vade retro, satana!* Şimdilik burası benim bölgem.’

* Geri çekil şeytan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dwayne
Vampir
Vampir
Dwayne


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 06/06/09
Rp Sevgilisi : Arch

Savaştan önce küçük bir mola... Empty
MesajKonu: Geri: Savaştan önce küçük bir mola...   Savaştan önce küçük bir mola... Icon_minitimePerş. Haz. 11, 2009 10:36 am

Eski bir melodi. Beynimin içinde dönüp duran. Huzur veriyor, benliğimin dışa vurmasını engelliyor. Bizde normaliz, içimizdeki vahşiliği tutmayı biliyoruz. Güzel vücutlarımızın ardında yaşlanmış, çirkin, günahkar ruhlar yok. Ruhlarımız var mı ki? Tartışılması gereken soru. Benim zamanım yok. Yaprakların hışırtıları beyninin içindeki melodiden güzel bir ses gibi geliyordu şimdi ona. Karanlık ormanda görebildiği tek şey buydu zaten, yapraklar ve o yaprakları tutan bedenler. Kahverengi ve yeşil yer yer sarılarda vardı. Çoktan ölmüş yapraklar, bizim bedenlerimiz gibi diye düşünmeden alamadı kendini. Bazı şeyler değişmeye başlamıştı, vampir konseyini toplayıp saçma sapan kuralların konulmasına kadar gidiyordu değişikliğin sonu. Korunma amaçlı olduğu söylense de Dwayne çoğu kural için ‘ saçmalık’ demiş ve geçmişti. Uyması gerekirdi aslında, uyacak mıydı orası tartışılır. Ağaçlar güzel ağaçlar dile gelin ve yüzyıllık yaşamınızdan gördüklerinizi anlatın. Daha önce bu topraklarda kaç savaş gördünüz? Hangisi mutlak zaferle bitti? Bunun cevabını vermek için yıllanmış ağaçlar olmaya gerek yok ben söyleyeyim, hiçbiri. Melodi geri döndü, yaprakların hışırtısını duymuyorum artık. Neden buradayım onu da bilmiyorum sadece biraz huzur için geldim galiba. Yaşam yordu beni.

Amaçsız yürüyüşü sürerken ağaçların birinin dalındaki siluet takıldı gözüne. Ne olduğunu anlamak için fazla bakmasına gerek yoktu. İnsan olamazdı, bulunduğu konum itibariyle vampir olması muhtemeldi. Siluette onu fark etmiş olacak ki son derece zarif bir şekilde daldan aşağıya atlattı. Bu adamın yüzünde istemsiz olarak bir gülümseme oluşmasını sağlamıştı. Dışarıdan bakan biri için itici gelecek bir gülümseme. Yalnızca etkilendiğinde ortaya çıkarttığı bir gülümseme. Karşı tarafın onu süzen bakışlarına aynı şekilde yanıt vermişti. Uzun zamandır buralarda yaşıyordu ama hala herkesi sima olarak tanıyordu, şimdi karşısında duranı ise daha ne önce görmediğine emindi. Kocaman parlak mavi gözleri dışında diğer vampirlerden farklı durmuyordu, sadece biraz daha çocuksuydu. Bembeyaz bir ten ve kan kırmızısı dudaklarla nasıl çocuksu olunur demeyin, onun gözlerinin içindeki çocuksuluktu adamın görebildiği. Ayrıca ufak tefek tipide bunu destekliyordu. Ağzından dökülen Latince kelimeler yalnızca suratındaki ifadenin sesli bir gülüşe dönüşmesine sebep oldu. “ Kim karar verdi buna?” kelimeler sesiyle ve nefesiyle hayat bulurken sırıtışı bütün suratını kapladı vampir dişlerini ortaya çıkarmıştı. Kavga çıkartıp, huzurunu bozmak gibi bir amacı yoktu. Biraz eğleniyordu o kadar. Böyle sıkıcı bir günde karşısına böyle biri çıktığı için şanslı saydı kendini. Artık ne beyninin içindeki melodi vardı nede yaprakların hışırtıları. Karşısındakine kulak kesilmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Savaştan önce küçük bir mola...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Universum :: Sherwood Ormanı :: Kuzey Yakası-
Buraya geçin: