Universum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Universum

Rol oyunu yeniden yazılıyor.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Anabelle

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Anabelle
Vampir
Vampir
Anabelle


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 08/06/09

Anabelle Empty
MesajKonu: Anabelle   Anabelle Icon_minitimeSalı Haz. 09, 2009 8:20 am

Karakterin;;
İsmi: Lucianna Anabelle
Soyismi: Lincoln
Yaşı: 359 (27 yaşında ısırıldı.)
Irkı: Vampir
Karakter Özellikleri: Duruşundaki ve davranışlarındaki bilgelik yılların bir getirisidir Anabelle'e. Sinir krizine girdiği, hatta birine bağırdığı görülmemiştir. Ah, tabiki de sinirlenmiştir. Ama sinirlenmenin sadece bir zayıflık göstergesi olduğunu ve insanların bunu kullandığını öğrenmiştir. Sabit fikirli biri olarak görülebilir, onu ikna etmek gerçekten zordur. Genellikle o sizi ikna eder. Zor kullandığı fazla görülmemiştir. Gülümsemesinden ne istediğini anlayabilir ve ona itaat etmek zorunda kalırsınız. Çoğu vampir gibi avlarıyla oynamayı fazla sevmez. Ama Alexis'in ölüm yıl dönümlerinde ona adak olarak iki tane insanı pençesine düşürüp uzun sürecek bir oyun hazırlar onlara.

Zengin ve çevreye göre kültürlü sayılsalar da 24 yaşındayken Anabelle'in ailesi kızı zorla biriyle evlendirilmek istiyordu. Anabelle'se arkadaşları gibi evlenmek için can atan bir kız değildi. Hatta şimdiye kadar zengin, görgülü ve hatta yakışıklı bir erkekten onlar gibi delicesine hoşlanmamıştı. Hatta hiçbirine dönüp bakmamıştı. En sonunda zengin, Lord Antwan denilen bir adamla zorla evlendirildi. İlk zamanlarda odasından hiç çıkmadı, adamın yüzüne bile bakmadı. 27 yaşına geldiğinde adama ve yaşadığı yere biraz olsun ısınmış, ondan bir zarar gelmeyeceğini anlamıştı. Koca şatoda kendine göre bir hayat kurmuş, kocasıyla arkadaşca bir ilişki içerisindeydi. A ani bir kalp kriziyle ölmesi onu hem üzmüş hem de Alexis'le tanışması için güzel bir vesile olmuştu. Adamın yiğeni olan Alexis diğer akrabalarıyla birlikte bir süre şatoda kalanlardandı. Anabelle ilk zamanlarda bile onun garip olduğunu biliyor ama ona olan ilgisini asla kaybetmiyordu. Isırılmadan bile önce ona hayrandı, hatta aşıktı. O zamanlardaki aile yapısına göre kadının vampirliği sayılmadığında bile büyük bir günahtı bu. Bu yüzden kaçtılar, Alexis onu ısırdığındaysa her şey çok geçti.

Yıllar geçtikçe Alexis tek bir vampirle doyamamaya başladı. Çapkın birisiydi. Kadınları kendine hayran edip sonra ısırmak, uzun bir süre oynamak hoşuna gidiyordu. O zamanlar daha kendine hakim olamayan Anabelle sürekli bağırıp çağırarak kavga ediyor, Alexis de daha çok bıkıyordu Anabelle'den. Bunu anlayan Anabelle kendine uğraşlar aradı, hatta kurbanlar bile aradı tıpkı Alexis gibi oynamak için. Ama Alexis olmadığında kurbanlarıyla oynamanın bile bir zevki yoktu kadın için. En sonunda dayanamayıp Alexis'i yok ettiğinde 92 yıldır vampirdi. Bu ölümden sonra asla eskisi gibi olmadı. Kabuğuna çekildi, artık insanların arasında yaşamak yerine tıpkı yarasalar gibi mağaralarda yaşıyor, sadece avlanmak için çıkıyordu dışarı. Yıllar insanlar için yavaş, Anabelle içinse hızla akır giderken en sonunda 164 yaşında geldiğinde artık insan içine karışması gerektiğini anladı. Sanki bir mesaj gelmişti. Alexis küllerine geri çağırıyordu Anabelle'i. Onu öldürdüğü, kendilerine ait olan eski ve yıkık şatolarına geri döndü.

Örnek Rol Oyunu:

Gözlerini vasat seviyedeki barda gezdirirken, her öldürdüğü kadından sonra neden buraya geldiğini düşünüyordu. Yapılan müzik berbattı, servis kötüydü ve içkiler kesinlikle sınırlıydı. Ama kendini tamamiyle özgür hissediyordu burada. Kimse tarafından tanınmama hissi onu mutlu ediyordu. Zaten bu yüzden bir anda İngiltere'den gelip yerleşmişti buraya. Edindiği çevre bile artık sıkmaya başlamıştı Alex'i. Her hareketini izleyen eleştirmenler ve iş arkadaşlarından, özellikle de çoğu gittiği yerde onu takip eden kızlardan bıkmıştı. Bu barsa söylediğim gibi gerçekten kötüydü ama evet onu kesinlikle mutlu ediyordu.

Yavaş ve kendinden emin adımlarla kalabalığın arasından yürüyüp sola doğru yöneldi ve birkaç adımda bara ulaştı. Gözleri boş sahnede gezindi, bu halini dolu halinden daha çok seviyordu. Gülümsedi bu fikir karşısında. Bara doğru yaslanırken adamın bilmesine aldırmadan yaklaşık yüzüncü kez tekrarladı aynı şeyi. "Sek votka, lütfen." Yüksek sandalyeye otururken çevresine bir göz attı. Sarışın bir striptizci yanından geçiyor, birkaç erkek de sırıtarak kadının arkasından laf atıyorken Alex birden kulaklarına dolan müzikle irkildi. Gitar ve arkasından gelen ince bir ses. Hemen başını çevirip sesin kaynağını aradı. 18-19 yaşlarında bir üniversite öğrencisiydi sahnedeki. *Konservatuar?* diye geçirdi içinden. Sorular aklında peş peşe dönerken barmenin sesini duydu. "Bir sorun mu var?" Alayla sözlenen sözlere karşılık Alex ciddiyetini bozmadan "Evet." dedi. "Bu kızı tanıyor musun?" "G'yi mi diyorsun?" Gözlerini devirdi. G'yi tabiki de tanıyordu. Eliyle gösterdi karşısındaki kızın görüp görmeyeceğini umursamadan. Barmenin ilgisi bir anda soluvermişti. "Ha o mu...Carolyn ve aptal grubu." *Gerizekalı.* diye düşündü hemen. Bara ayak basmış en yetenekli grup hakkında aptalca atıp tutan barmenden biraz daha bilgi edinmeye ihtiyacı olmasa hemen o anda gırtlağına saldırabilirdi ama bu iğrenç bedenin katili olmak da isteyeceği son şeydi. Hatta dokunmak bile istemiyordu. "Ne zamandır buradalar?" "Sen uzun bir süredir yoksun tabi. Bunlar başlayalı bir ay oluyor. Tabi bu bir ay boyunca hepimizi bezdirdiler. Şu Mark denen çocuktan kaprislisi yok." Kirli bir mendille temizlediği bardağı çarparak arka tezgahlardan birine koyduktan sonra dönüp kuşkulu gözlerle Alex'i süzdü. "Ne oldu sana? Neden bu kadar ilgini çekti?" Sanane dememek için kendini zor tutarken adamın laubali sözlerini düşünmemeye çalıştı. "Sen boşver bunları da içkimi yenile." deyip boş bardağı adama doğru uzattı ve tekrar kıza döndürdü ilgisini. Cranberries'in I Still Remembering şarkısının sözleri kafasında uçuşurken dikkati müzikten çok kıza kaymıştı artık.

"Sigaran var mı?" dedi barmene. Gece ilerledikçe yorulan adam tezgaha yarı yaslanmış durarak önünden geçen birkaç güzel kadını izlemekle meşguldu. "Buyur." Aldığı sigarayı aceleyle yaktı çünkü grup son şarkılarını da söyleyip sahneden inmişti. Carolyn denen kız ve grubun basçısı bara doğru yaklaşırken bitmek üzere olan sigarasını söndürüp boş içki bardağını barmene doğru itti. "Ben gidiyorum. Şunlara birer tane içki ısmarla benden." Parayı fazlasıyla tezgaha koyduktan sonra ayaklandı. Tam kapıdan çıkmak üzereyken daha yeni yerlerine ulaştırılan içkilerin marifeti sayesinde şarkılardakinden bile daha güzel olan bir sesle durduruldu. "Mr. Calanthia! Hey!" Adını bilen kıza şaşkınlıkla baktı. Kızı biraz daha bardan kendisine seslendirtmenin komik olduğunu farkederek yanlarına gitti. "Efendim?" dedi uzun kalmayacağını belli etmek istercesine ayakta dikilerek. Rahatsız olmuştu ve onun umduğu pek de bu değildi. Tanışmak isteyeceği kadınlarla doğrudan tanışırdı, böyle ucuz içki numaralarına başvurmazdı. Kızın konuşmasının uzun süreceğini anladığında kızı konuşturmak isteyip "Tanışıyor muyuz?" dedi. "Hayır, ama ben sizi tanıyorum konserlerinizden." Bu pek sık şahit olduğu bir durum değildi. "Carolyn Ainsley." Elini sıkarken kızın ince ve uzun parmaklarını hissetti. "Bu da grup arkadaşım Mark. Teşekkür etmek istemiştik size içki için." "Bu barda çıkan en yetenekli gruba bir içki ısmarladım yalnızca." dedi en çekici gülümsemelerinden birini patlatarak. Durum gittikçe beklemediği bir tarafa doğru çekiliyordu ama bu durumdan gayet memnun olduğu söylenebilirdi. "En sonunda farkımıza varan biri çıktı! Yapımcı olmaman çok fena dostum." "Ah Mark! Kes şunu." dedi kız sırıtmasına engel olamasa da. "Aman iyi! Ben diğerlerinin yanındayım. Sen de çok geç kalma." Kızın hafifçe kızarmasına karşın Alex tepki vermemişti. Mark sahnenin arkasına doğru gidip gözden kaybolduktan sonra Alex kıza döndü. "Yapımcı olmasam da bulabilirim. Ama bir saniye siz konservatuar öğrencileri değil misiniz?" "Ben ve Juliet. Ama diğerleri değil ve biraz fazla heyecanlılar. Ben burada çalmaktan gayet memnunum ve uzun bir süre daha amatör kalmak istiyorum." Gülümsedi. Kendisi de tıpkı Carolyn gibi hırslı olmayan bir sanatçıydı. "Bunun pek mümkün olduğunu zannetmiyorum. Konservatuar bittikten sonra orkestraya kolaylıkla alınırsın, hatta istemesen de." Israrcı yetenek avcılarıyla pek başa çıkabileceğini zannetmiyordu kızın. İnsanların başlarını döndürüyorlardı. "Her neyse. Bir içki daha ister misin yoksa sevgili grup arkadaşlarının yanına mı dönmek istersin?" Bu bir soru olmamalıydı. Hangi kız kendisine bu şekilde gülümseyen bir Alex'e karşı koyabilirdi ki?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jacinth
Necromencer, Lady
Necromencer, Lady
Jacinth


Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 03/06/09

Anabelle Empty
MesajKonu: Geri: Anabelle   Anabelle Icon_minitimeSalı Haz. 09, 2009 3:31 pm

Onaylandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Anabelle
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Universum :: Yeni Bir Dünya :: Rp'ye Giriş :: Karakter Yaratma, Alımlar-
Buraya geçin: